28 Temmuz 2013 Pazar

Anabolik Steroidler

Anabolik Steroidler, birer sentetik hormonal ilaçlardır. Aktif spor alanda hem amatör hemde profesyonel branşlarda anabolic-Steroids-1kullanımı oldukça yaygındır. Bunun da ötesinde, serbest sporcuların sık sık baş vurduğu performans artırıcı kaynak olarak bilinir. Yıllardır, en çok sorulan sorulardan birisi de, steroid ilaçlarının ne zaman kullanılması gerektiği ve başlangıç yaşının ne zaman olduğu sorusudur. Avrupa ve Amerika internet sitelerinde bunun tartışması bolca yapıldı.13 senedir bunun muhabbeti yapılmasına rağmen, bugün bile hem avrupa, amerika hemde kendi ülkemizde tartışılmaya devam ediliyor. 12 yıllık deneyimim içerisinde bu soruya ve steroid gündemine ilginç bilgiler yakaladığımı söyleyebilirim. Bunu sizinle paylaşmak istiyorum.
VücutBilim sitesinin temel özelliği, sporcuların sorularına cevap verebilmek için bilimsel bir çalışma yaparak makale oluşturmasıdır. Bu nedenle, her soruya doğru cevap verebilmek için çalışmak zorunda olduğumuzu belirtmek isteriz. Makalede, kesinlikle steroid kullanımına teşvik mahiyetinde her hangi bir reçete sunmuyoruz. Sadece enformasyon babında bir çalışma makalesini sizlere açıklıyoruz.
Doktorların reçeteyle, hasta olanlara yazdığı ilaçları, sağlıklı insanların kullanmasında muhakkak bir risk taşıdığı kesindir. Bunun doğru kullanımı, riskleri minimize ediyor olsada, sağlıklı insanların bu tür ilaçları kullanmak istemesi ne kadar doğru ve mantıklıdır? Üzerinde durmak gerekiyor.
Steroid kullanmaya karar vermiş kişilerin öncelikle temellerini sağlama alıp almadıklarına bakmaları gerekir. Buu noktada kullanıcıları üç gruba ayırmamız mümkün. Bunlar; Profesyonel sporcular, Amatör sporcular ve Serbest sporcular’dır.

KAÇ YAŞINDA STEROİDLERE BAŞLANILMALI?
Androjen ve anabolik steroidler, büyüme yaşını tamamlamamış sporcular tarafından alınması sakıncalıdır. Çünkü steroidler, vücuda alındıktan sonra doğal büyüme faktörünü durdurur ve sadece ilaçlara bağlı bırakır. Oysa, bir erkek ortalama 21 yaşına kadar boy ve beden olarak gelişmeye devam eder. Kas, kuvvet ve dayanıklılık için 21 yaşını doldurmuş olmak gerekir. Bahsettiğimiz nokta serbest sporcular için çok önemlidir.
Müsabakalara giren amatör sporcular, uyguladıkları aktif spora göre öncelikle kendisini geliştirme adına mutlaka iki ile beş yıl arasında bir deneyimin geçmesi gerekiyor. Bunu şöyle ifade edebiliriz. Türkiye’de bir Boksör, öncelikle bir yıl boyunca temel eğitimini ilaçsız alır. Akabinde yavaş yavaş yaşadığı şehir için şampiyonluk müsabakalarına girerek şampiyon olur.  Daha sonra bunu bölge şampiyonluğu takip eder. Son olarak Türkiye şampiyonluğunu yaşar ve bunun hepsini steroid kullanmadan doğal ve gıda takviyeleriyle başarır. Çünkü bir boksörün o seviyeye ilaçsız gelmesi mümkündür. Bu aşamadan sonra avrupa şampiyonluğu veya balkan şampiyonluğu derecelerine girmesi de mümkündür. Sporcu, olabildiğince kendisini doğal ve ilaçsız hazırlamalı ve sadece gıda takviyeleriyle sonuca gitmelidir. Amatör branş’ta Olimpiyatlar haricinde, sporcuların steroid kullanması (yaşı kaç olursa olsun), doğru olmadığı gibi sonraki zamanlarda karşısına çıkabilecek güçlerle boğuşması bir o kadar zorlaşır. Verdiğimiz örnek bir dövüş sporcusu içindir. Bir Halterci için konu tamamen değişir. Bir vücut geliştirmeci, müsabakaya girmek istemiş dahi olsa, eğer yaşı 15-16 ise, bu durumda kesinlikle erken başlaması için kendisine steroidler uygun gösterilmemelidir. Bir kaç sene sıkı ve güzel bir program takip edilerek, vücudunun yoğrulması ve ileriki zamanlarda kolay gelişebilir hale gelmesi için doğal yöntemler uygulatılmalıdır.
Serbest bir vücut geliştirmeci, yaşı 25 dahi olsa, eğer ki vücudunu doğal anlamda çalıştırmamışsa ve kaslarını yoğurmamışsa, basit bir kur yapması bile, kendisi ve gelişmesi açısından kesinlikle iyi olmayacaktır. Bu tip kişiler, ilk 4 ayını gıda takviyesiz ve sonraki 4 ayını sadece protein tozu olmak kaydıyla doğal uygularlar. Bundan sonraki 16 ay ise kreatin, N.O (nitrik oksit) artırıcı ve bazı kombinasyonlu gıda takviyeleri kullanmaları mümkündür.
Diğer önemli faktör ise, vücut ağırlığının belli bir noktaya ulaşmasıdır. Örneğin boyu 175cm olan kişinin 75 kilogram ağırlığında olması gerekir. Doğal olarak 60 kilogram ile spora başlayıp, 65 kilogram vücut ağırlığı ile steroid kürüne girmesi, yanlıştır. 85 kg yağlı bir vücut ile küre girmeside yanlıştır. Mümkün mertebe yağ oranı %15 oranında olması sağlanmalıdır.
Şimdi kısaca Serbest sporcuların Steroidlere başlama sınırını hatırlayalım:
1.     Gelişme yaşını aşmış olması gerekiyor. Yani 21 yaşını doldurması esastır.
2.     Sporcunun, ilaçsız en az iki yıl doğal ve gıda takviyeleriyle idman yapmış olması gerekiyor. (iki yıl spor salonuna yazılıp, bunun ancak 10 ayını dönem dönem idmanla geçirdiyseniz, bu başarı niteliği taşımaz ve geçerli görülmez. 21 yaşını doldurmuş olan birisi, 23 yaşında steroidlere başlayabilir.)
3.     Steroid kürüne başlamadan önce vücut ağırlığı boy oranıyla sabit durması gerekir. Bu noktada yağ oranı %15 civarlarında olmalı ve bu noktaya gelmesi için çalışması şarttır. (Ektomorfi yapılı kişiler -5kg vücut ağırlığı ile başlamaları mümkün görülüyor. Diğer vücut tipleri için bu tolerans geçerli değildir)


21 yaş altı Steroid kullanacak kişilerde oluşabilen riskler:
  • Steroidler, kemik büyümesini engelleyerek, kişinin boy anlamında uzamasını bloke eder. Normal bir insan, antrenman ve spor yaptıkça boyu 23 yaşına kadar da uzayabilir (bazı uzman biyologların görüşüdür).
  • Kemik ve bağ dokuları, 20’li yaşların başında ancak maksimum sıkılaşmaya başlar. Yani 16-17-18-19-20 diye ilerleyen yaşlarda her geçen ay ve yıl içerisinde tendon, bağ dokuları, kas lifleri ve kemikler güçlenir ve sıkılaşır. Steroid kullanıldığında bu bölgeler güçlendiği için daha fazla ağırlık kaldırılır ve kemik ile bağ dokusu zorlanmaya ve aşınmaya başlar. Dolayısıyla gelişmekte olan bu dokuların gelişme safhasıda durmuş olur. Genelde sporcularda bol bol kas yırtılması görülür.
  • 21 yaş altı gençler, endojen hormon üretimini artırır. Ayrıca deri hücreleri yenileniyor. Steroid kullanımıyla akneleri (akne vulgaris) iki kat daha fazla azdırarak, vücudun yüz, sırt, omuz ve azda olsa göğüs kısımlarında çıkmasına sebep olur. Diyet yapan sporcularda bu daha az görülür fakat gençlerin daha fazla kas elde etmek için sıkı bir beslenme takip edilmeyeceği malumunuzdur.
  • Son 15 sene içerisinde tespit edilen bir başka sorun ise, erken yaşta steroid kullanan kişilerin aile planlaması için çocuk sahibi olamama durumu söz konusudur. Araştırmalar gösteriyor ki, 21 yaş altı az ve hafif steroid kürü yapmış olanlar bile %90 oranında çocuk sahibi olamamıştır. Almanya’da sporcular üzerinde yaptığım araştırmada bir kere steroid kürü yapan sporcular bile, evlendiklerinde sperma kalitesizliği ve fertilite bozukluğu ile karşı karşıya olduklarına şahit oldum.Bu durum bana göre korkunç bir tablo ve yan etkidir.
  • Erken yaşta steroid kullananlar, daha çabuk kontrolsüz davranabilmektedir. Bunun da ötesinde çok daha sinirli ve düşüncesiz olabiliyorlar. Hata yapmaya çok meyilli olduklarıda gözden kaçmıyor.

35-40 yaş üzeri kişiler için Steroid tehlikesi
  • Belli bir yaştan sonra steroid kullanımı da bazı sorunları doğurabilir. Özellikle bazıları, ileriki yaşlarda steroid alımının çok daha faydalı olacağını düşünürler. Oysa bu yaşlardan sonra Prostat riski çok daha yüksektir. Steroid kullanılarak hücre mutasyonu oluşabilir ve bu sayede prostat hızlı büyüyerek prostat kanser vakasına yakalanılabilir.
  • 40 yaşından sonra steroid kullanan ve belkide bu kürlerin devamını getiren kişilerde kalp büyüme riski yüksektir. Bu elbette sizin ne kadar sağlıklı olup olmadığınıza bakar ama temelde Türk halkının yemek tablosu ve hareketsizliğine bakacak olursak, alınacak steroidlerin kalp kası büyümesine sebep olarak kalp krizi riskini doğurması yüksek olasılıktır.
  • Steroidler, normal doz ve dengeli gitmediği müddetçe yaşlılığa doğru saç dökülme riski artabilir.Kellik sendromu hızlanabilir.
  • Steroid kullanmadan önce, kişi eğer formda değilse, bu durumda kür sonrası göbek ve yağlanma çok daha kolay görülebilir. Bu birazda yapılacak diyet ve ilaç seçeneğine bağlıdır fakat temelde maksimum kas inşa etmek isteyenler için bu sorunlarla karşılaşmak yüksek olasılıktır.
  • Böbrek ve hazm sorunu yaşayanlar, steroid kürlerle beraber bu sorunlarını kolayca artırabilirler.
Bütün bu yan etkiler, sadece steroidler için değil, diğer ilaçlarıda erken yaşlarda kullanılmaması gerektiğini bizlere anlatır. Arnold Schwarzenegger dönemi sporcuları, genelde 20 yaşından sonra ilaç kullanan profesyonel sporculardı. O dönemde spor salonlarında ilaç kullanan kişilere pek rastlanılmazdı. Bugün ise ilaç kullanmayanlara fazla rastlanılmıyor. Sanırım bu bize herşeyi anlatmaktadır. Teknoloji çağı, insanı tembelleştirdi ve bu tenbellik arttıkçada ilaç kullanımı arttı. 1970’li yılların sporcuları salonlarda ve beslenme programlarında ciddiyet, disiplin ve muhteşem moral depolayarak azimle savaş veriyorlardı. Bugün ise spor salonuna gitmeye bile aciz düşen tembellerin temel kas yapma metodu steroidler oldu.

BİR STEROİD KÜRÜNDEN NE KADAR HACİM ALABİLİRİM?
Bu sorunun cevabını biraz daha açmak istiyorum. Öncelikle her steroid kullanıcı, kesinlikle aynı oranda ve aynı platformda değerlendirilmemelidir. Normal başı ağrıyan birisine 500mg parasetamol ilacı verdiğinizde vücut ağırlığı 60 veya 90 kilogram bile olsa, ortalama yarım saat içerisinde tedavi olacaktır. Yani farklı vücut tipi ve vücut ağırlığı olmasına rağmen, aynı doz miktarını ve ilacını vererek aynı sonuca ulaşabiliyorsunuz. Steroidlerde bu farklıdır.
Ektomorfi (zayıf yapılı) kişiliklerinde kas kütlesi az ve zayıftır. Bu tip kişiler diğer vücut tiplerine oranla daha az kas inşa ederler. Bu devrede alınacak steroid çeşidinin veya doz miktarınında pek önemi olmayacaktır. Aşırı doz alınması ise, sadece sağlığı tehlike altına atacaktır. Vücut içerisinde kas kütlesi ne kadarsa steroidlerin kaslara bağlanma rezeptörüde o kadardır. 65 kilogram’lık bir sporcu ile 85 kilogramlık bir sporcunun kas rezeptörü aynı oranda bağlantı göstermeyecektir.
Mezomorfi (atletik yapılı) kişilerin yüksek oranda ilaç kullanmalarına gerek yoktur. Bu tipler, sürekli sabit dozlarda(dönem dönem) kür yapmaları halinde doğru beslenme sayesinde kalıcı ve yüksek performans elde edebilirler.
Endomorfi(yağlı-kilolu yapılı) kişilerin öncelikle steroid kullanma istekleri konusunda çok düşünmeleri ve programlarını çok iyi taramaları gerekiyor. Bir endomorfi tipi sporcusu, herşeyden önce beslenme programını düzene sokmalı ve steroid kürü öncesi formunu düzelttikten sonra alacağı ilaçları çok iyi seçmelidir. Vücuda su depolayan ilaçlar, bu tip sporcuların baş düşmanı olabilmekte ve sporcuya kolay sıvı ve yağ depolayabilmektedir. Genelde bu tip sporcular, normal standart dozların üzerinde ilaç almaları gerekebilir. Sabit doz veya düşük dozların maksimum etki vermesi genelde pek görülmez. Belki, beslenme ve idman programlarının mukemmel olması sonrasında, ilaçların etkisini daha kuvvetli hissedebilmekteler.

KÜRLERİN KISA OLANI MI YOKSA UZUN OLANI MI MAKBÜLDÜR?
Birilerine göre hangisi makbül olup olmadığını bilemem ama şu bir gerçek ki, hiçbir steroid ilacı, kısa zamanda maksimum kas kütlesi inşa edemez. Yıllardır, profesyonel sporcuların uyguladıkları uzun süreli kürlerin, kas kaybı olmamasına yönelik olduğunu söyleyenler, bir gerçeği gözden kaçırdıklarını fark edemediler. Profesyonel sporcular, bir çok deneyim sonrası, maksimum kas inşasını uzun kürlerde elde ettiklerini öğrendiler ve bunuda üzerlerinde tatbik ederek gösterdiler. Nitekim ülkemizde kürleri uzatmak ile kısa tutmak arasında aynı oranda kas inşa edileceği varsayımı hala bazı müsabık sporcuların ana fikrini oluşturuyor.
Steroidler, kısa zamanda sporcuya hacim kazandırabilir. Bu hacim, büyük oranda su ve/veya yağ’dan ibarettir. Sporcular bu devrede çok yanılırlar. Bazı müsabıklar, 3 yıl boyunca sürekli steroid kürü yapmalarına rağmen sadece 5 kilogram kas hacmi sağlıyorlar. Kür programına baktığımızda 6-8 haftalık kürler uyguladığına şahit oluyoruz. Kür esnasında bir takım steroid molekülleri östrojen hormonuna dönüşür. Biz buna aromalaşma diyoruz. Östrojen hormonu ise direk olarak sodyum çıkışı sağlayarak vücuda su depolanmasına sebep olur. Bu sıvı depolanmasının bir kısmı da eklem bölgelerine ulaşır. Sıvı depolanması kas kütlesinin çizgilerini örterek yumuşak bir görüntü gösterir. Bunun dışında kuvvetin de artmasını sağlar. Kuvvet artması ise, eklem bölgelerine depolanan sıvı ve tabiki kas kütlesinin aşırı zorlanmasını engelleyen sıvı depolanması ile alakalıdır. Hacim kürlerinde karbonhidrat alımını dengeleyen kişiler’de sıvı depolanması da dengeli olabiliyor. Ektomorfi yapılı ile saf mezomorfi tiplerde aşırı sorun olmuyor ama karışık endo ve saf endomorfi tiplerde ciddi sorun olmaktadır.
Sporcular, kısa zamanda yaptıkları kür sonrası, vücuttan sıvı kaybını attıktan sonra geride sadece yağ ve kas bırakır. Bu şekilde ne kadar kas ve yağ kazandığı ortaya çıkacaktır. Bu şahıslar, kür sonrası ne kadar düzgün antrenman ve beslenme programlarına uysada, mutlaka hacim kaybı yaşayacak ve bazende şok etkisi yapacaktır. Bu durumu yaşayan bazı sporcular ise, kısa esterli ilaçları 8 hafta zaman diliminde kullanarak sonuca gitmek istiyorlar. Oysa bu zaman zarfında yine maksimum kas inşa etmeleri söz konusu değildir.
Avrupalı uzmanlar, metandienon(dianabol) ve stanozolol gibi kısa süreli kullanılan ilaçların tek başına kesinlikle kullanılmamasını anlatan ilk kişilerdir. Bu söylentiye Amerikalı uzmanlar gülüp geçmişlerdi. Bugün ise onlarda tek başına alınmaması gerektiğini anladılar. Bu ilaçlar tek başına kullanıldığında kas kütlesi olarak maksimum verimi sağlayamadıkları gibi, kür sonrası hacim kaybı yaşanması da bir o kadar kuvvetli olmaktadır. Dianabol(metandienon) ilacı ise tamamen kaos. Kür sonunda bazıları inşa ettikleri kaslarının bir kısmını kayıp ediyor ve depolanan sıvıyı ise yağ’a dönüştürüyorlar. Yani bir tarafta kas eksilirken, diğer tarafda yağ depolanıyor. Kür sonunda nasıl bir görüntü olacağını siz tahmin edersiniz.
Ülkemizde ise, bazıları haftada 3 kilogram kas inşa ettiklerini savunuyorlar. Maalesef hiçbir vücut kütlesi ve sporcu bir haftada üç kilogram kas inşa edemez. Hatta iki kilogram kas inşa etmeside mümkün değildir.
Bir ilacın maksimum kas inşa etme gücüne şahit olmak için en az 3 aylık bir zaman periyodunda kürün gerçekleşmesi gerekiyor. Genelde 5-7 aylık hacim periyoduna giren birçok uzman sporcuya rastlamak mümkündür.

NEDEN İNŞA EDİLEN HACİM KAYIP OLUYOR?
Steroid molekülleri vücut bedendeki komple metabolizmaya hakim olmaktadır. Dolayısıyla bedenin yıkımgücünü(katabol) minimize ederek vücuda kazandırılan kas ve sıvı tabakasını muhafaza etmektedir. Steroidler bırakıldıktan sonra vücut tekrar normal metabolizmaya geçer ve bu devrede binlerce hücre ölür ve yenisi yapılır fakat yeni bir metabolizma düzeni ile devam edilir. Bedende hakimiyetini kuran testosteron hormon salgısı ise bu devrede son bulur ve düşüşe geçer. Kür sonrası, her ne kadar testosteron artırıcı gıda takviyeleri(supplement) düzgün ve yüksek dozda kullanılmış’da olsa, bunların katkısı ve kas ile sıvıyı muhafaza etme gücü çok düşüktür. Nasıl muhafaza edebilsinki? Gıda takviyeleri, doğal hormonları artırır. Kendileri birer hormon maddesi değildir. Dolayısıyla en fazla günlük 15mg testosteron salgılatır(bunuda 24 saat boyunca yapmaz). Diğer sentetik ilaçlar ise direk hormondur. Dolayısıyla doğal hormonun üç-beş katı kadar hormon salgıladığı gibi, bunu da 24 saat boyunca maksimum düzeyde tutabilir. Böyle bir yapıdan, doğal yapıya geçerseniz, motorsikletten inip bisiklete binmiş’e dönersiniz. Steroid ilacı kullanan kişiler, öncelikle vücutlarından sıvıyı atarlar. Geride kas ve depoladıkları yağ kalır. Antrenman ve beslenme programları doğru ritimde gittiği süre içerisinde ortalama 5 ile 10 ay daha doğru bir vücut endeksi içerisinde giderler. Bu zamandan sonra yapılacak hatalar, asla affedilmez. Sporcu daha önceki kürde aldığı kas kütlesini de kayıp edebilir yada hacim üzerine az olmak kaydıyla düzgün bir hacimde ekleyebilir. Ektomorfilerde bu mümkün değildir. Sadece endo ve mezomorfi tiplerde mümkündür ve dediğimiz gibi, ancak düzgün bir programla bu sağlanabilir. Kür sonrası düzgün idman yapmayan ve doğru beslenmeyen kişilerde ortalama 6 ay sonrasında elde ettikleri kaslarda da kayıp yaşanır. Vücutta tek kalabilecek hacim rotası yağlar olur.
Geçmişinde uzun yıllar içerisinde doğal idman yapmış bir sporcu, kürden elde ettiği 4-5 kilogramlık kas kütlesini çok uzun bir zaman muhafaza edebilmektedir. Bir kaç aylık sporcular yada spora kürle başlayanlar, bu konuda hüsrana uğramaları içten bile değildir. Geçmişinde boks, güreş, ağırlıkçılık, yüzme gibi sporları yapmış kişiler, vücut geliştirmeye başladığında ve kas inşa ettiklerinde, kür sonrası elde ettikleri kasları rahatça muhafaza edebilmişlerdir.


ZAYIFLAMAK İÇİN STEROİDLER KULLANILABİLİR Mİ?
Öncelike şu meseleyi iyice bir açıklığa kavuşturalım. Hiç bir steroid ilacı, yağ yakmaz. Steroidlerin metabolizmayı hızlandırdığı kesindir ama yağ yakmaya yardımcı etkeni bulunmamaktadır. Steroidler ancak kasları korur. Yağ yakmak isteyenler, düzgün bir beslenme programı düzenlemelidir. Steroidler kasları koruyor dedik fakat yağlı vücuda sahip kişilerde bir tehlikesi de bulunuyor. Yağ dokusu, östrojen hormon salgısını artırır. Vücut içerisinde ne kadar çok yağ varsa, alınacak steroidlerle vücutta aromalaşma bir o kadar fazla olacaktır. Yağ yakma yerine, yağları koruma veya yağ depolama sorununu doğuracaktır. Bu devrede stanozolol ve drostanolon gibi dht özlü maddelerde, net bir çözüm sağlamayabilir. Aslına bakarsanız bu ilaçlar anti-östrojen etkisi gösterir. Fakat yüksek bir anti östrojen etkisi yoktur. Dolayısıyla göbekli bir sporcuya etkisi pek dokunmayacaktır.

SADECE BİR KÜR YAPMANIN SAKINCASI VAR MI?
1998 senesinden bugüne kadar, sürekli bir kür yapıp, daha sonra doğal olarak bu spora devam edeceğini söyleyen 500’ün üzerinde sporcuya rastladım. Bunun yarıdan fazlası bir daha kür yapmayacağını söyledi ve yemin ettiler. Ben bu sporcuların arasından sadece iki tanesinin bir kür yapıp bıraktığını gördüm. Bu kişiler ise, sosyal boyutlardan dolayı ve birisinin ise evlenip ailesel sorunlarından dolayı ikinci bir küre girmediklerine şahit oldum. Kısacası, bir steroid kürü yapıpda bırakan bir sporcuya rastlamadım. Dolayısıyla sadece bir kür yapıp, bir daha ilaç kullanmayacağını düşünenler(her ne kadar kendilerini zihinsel olarak kontrollü hissetselerde) kesinlikle bu aldatmacaya girmesinler. Çünkü böyle bir uygulama yoktur. Sizin “bir sene spor yapayımda daha sonra yapmama gerek kalmaz” gibi bir mantığı doğurur. Steroidler vücuda girdikten sonra psikolojik bağımlılık yapar. Çünkü ilaç vücuttan atıldıktan sonra depresyonik bir etki, hacim ve kuvvet kaybı ve formdan düşmenin verdiği kompleksi duygular bariz bir şekilde yerini alır. Dün sizi salonda ve çevrenizde öven kişiler, daha sonra karşınıza çıkıp: “aa zayıflamışsın” “bune vücut eskiye dönmüşsün” “eski halin müthişti” “ne oldu spor yapmıyormusun” gibi cümleler steroid kullanan kişiler için genelde yıkıcı cümlelerdir.

testosteron_ilac
İLK KÜRDE HANGİ İLAÇLAR KULLANILIYOR?
Bedeninizi anatomik düzeyde kas yapınızı doğal ve gıda takviyeleriyle uzun bir zaman içerisinde çalıştırdıktan sonra aynaya geçerek hedefinizi net olarak belirlemeniz gerkeiyor. Amacınız daha sıkı ve sert görünmek mi yoksa maksimum kas kütlesine sahip olmak mı? Ya da müsabaka podyumlarına çıkmak mı? Tercihler yapıldıktan sonra ilaç programları hazırlanabilir.
Amaç sıkı ve toparlayıcı bir yapıya girmek ise, genelde Testosteron Propionat (iki günde 50mg) ve her 5 günde bir olmak kaydıyla 150-200mg Boldenon Undeklenat maddesi 12 haftalık bir kür programında enjekte edilebiliyor. Maksimum kas elde etmek için yola çıkanlar ilk kürlerini 250mg Testosteron Enantat(veya Sipionat) maddesini ekt ve mezomorfiler için her 7 günde bir olmak kaydıyla vücut reaksiyonlarını deneyerek kullanabiliyor. Endomorfiler ise her 5 günde bir olmak kaydıyla almaları öneriliyor.
Müsabık sporcular, sikletlerine ve bedne yapılarina göre direk 500mg Testosteron veya 250mg Testosteron ve yanında 300mg Boldenon alarak 3-4 aylık bir hacim kürüne girmeleri ideal olarak tercih ediliyor.
İlk kürlerde kesinlikle önerilmeyen ve kullanılması kesinlikle doğru olmayan ilaçlar şunlardır: Metiltestosteron, Fluoksimesterolon (halotestin), Oksimetolon (anapolon), Metandienon/Metandrostenolon (dianabol), Trenbolon, İnsülin ve Büyüme hormonlarıdır.

Açıkca şunu belirtmeliyim ki, yapacağınız en mükemmel iki steroid küründen alacağınız sonucu, emin olun ki, doğal yöntemlerlede sağlayabilirsiniz. Belki zamanlamada sabırlı olmak zorundasınız ama bu size hem sağlıklı hemde kalıcı bir performans katacaktır. Neden doğal yapınızın limitini ölçmeyeseniz ki! Şahsen her sporcu, kendi doğal limitinin nereye kadar ilerlediğini görmek ister. Bunun için kendinize zaman ayırın. Unutmayın ki, kas geliştirmek, öncelikle kendiniz için olmalıdır. Eğer bunu bir bayan ve sokakta hava atmak için yapıyorsanız, o zaman yaptığınız spora spor denilemez. Bunun adı olsa olsa “hava atma mekanizması” yada “kız kaçırma egzersizi” denilebilir. Nitekim yazdan yaza, kıştan kışa yapılan iki aylık kürlerle berbat bir figüre sahip olan gençleri görüyoruz. Neredeyse düzgün 6 aylık kür yapan sporcuların aldıkları ilaçları iki ayda tüketerek sokağa çıkan tembel kız kaçırma operasyoncuları, bence bedenlerinden önce beyinlerini çalıştırmak için bir ilaç arayışına girmeleri daha akıllıca olur.

NOT: Steroid kullanmak bir ihtiyaç değil, kişinin tercih ve isteğidir. VücutBilim ekibi, sporculara kesinlikle steroid ve benzeri doping ilaçlarını önermemektedir.

STEROİD

Steroid, birbiriyle kaynaşmış dört halkadan oluşmuş karbon iskeletli bir lipittir. Steroitler asetil KoA biosentez yolundan oluşurlar. Farklı steroidler bu halkalara bağlı olan fonksiyonel gruplar bakımından birbirlerinden ayrılırlar. Bitkilerhayvanlar vemantarlarda yüzlerce çeşit steroid tanımlanmıştır. Steroitlerin canlılarda genel olarak en önemli işlevi hormon olaraktır. Steroid hormonlar, steroid hormon reseptör proteinlere bağlanarak fizyolojik etkilerini gösterirler. Bu reseptörlere bağlanınca gentranskripsiyonu ve hücre fonksiyonunda değişimlere neden olurlar.
İnsan fizyolojisi ve tıpta en önemli steroidler kolesterolsteroid hormonlar, onlarınöncülleri ve onların metabolitleridir. Kandaki steroitler taşıyıcı proteinlere bağlıdırlar.
Kolesterol önemli bir steroid alkolü olup hücre zarlarında yaygınca bulunur. Vücuttaki kolesterolun fazla miktarda bulunması ateroskleroz gibi hastalıklara ve diğer sorunlara yol açabilir. Çoğu diğer steroid kolesteroldan sentezlenir. Ayrıca çeşitli hormonlar, omurgalı hayvanlarda bulunan cinsiyet hormonları da dahil olmak üzere, kolesterolden üretilir.
Yaygın bazı sterol grupları aşağıda listelenmiştir:
  • Anabolik steroidler, androjen reseptörleri ile etkileşip kas ve kemik sentezini artıran bir steroid sınıfıdır. Doğal ve suni steroidler vardır. Sporcular tarafından performans artırmak için kullanılan "steroidler" bunlardır.
Steroid terimi belli bağlamlarda daha sınırlı bir anlamda kullanılır. Örneğin, tıp ortamında endokrinolog olmayanlarca steroid genelde kortikosteroidleri ve hemen her zaman glukokortikoidleri kastetmek için kullanılır. Spor veya vücut geliştirme bağlamında steroidanabolik steroid anlamında kullanılır.

25 Temmuz 2013 Perşembe

YAĞ YAKIMI

-- YAĞ YAKIM --

Yağ yakımı metabolik olarak esasen katabolik, yani yıkıcı bir eylemdir. Pek çok yabancı kaynakta ve magazin dergilerinin kapaklarında gördüğümüz –yağ yakın ve kas yapın, dört haftada muhteşem mide, yağlarınızı kasa dönüştürmenin yolları- başlıkları aslında metabolizmanın doğal çalışma biyokimyasına tamamen ters başlıklardır ve genelde işe yaramazlar. Çünkü, insan vücudu doğal yollardan bu iki eylemi aynı anda gerçekleştiremez. Doğal yollardan dedik çünkü, bu eylemin gerçekleşebilmesi için birbirine ters olan pek çok metabolik olayın aynı anda olması söz konusudur. Kolayca anlaşılabilmesi açısından sebep sonuç şekline indirgeyerek bu olayları sayarsak:

Yağ yakımı esnasında diyetten elimine edilen birincil beslenme elementi karbonhidratlardır. Bunun sebebi insülin salgısını minimize ederek vücudu yağ stoklarını enerji olarak kullanmaya ve böylece keton cisimleri devreye sokmaktır.Fakat, Karbonhidrat kaynakları indirgendiğinde kasların ana yakıtı olan glikojen yeterli seviyede olmaz. Antrenman şiddeti düşer ve buna bağlı olarak kasların gelişim için uyarı alma eşiği azalır.
Yağ yakımı esnasında düşen karbonhidrat seviyelerinin hızlı bir şekilde yeniden yerine konulabilmesi için hızlı karbonhidrat türlerinin kullanılması gerekmektedir. İnsülinik etkilerinden dolayı yüksek glisemik indeksli bu karbonhidratlar kullanılamaz. Fakat, antrenmanın kas içinde meydana getirdiği mikro travmatik durumu hem karbonhidrat, hem de proteinler düzeltmektedir. Karbonhidratın olmadığı yerde proteinlerin tam etkinlik göstermesi beklenemez. Çünkü insülin bütün dokulara element taşıyan ana nakliye aracıdır.

Yukarıdaki olguya bağlı olarak pek çok kişi yağ yakımı amaçlı diyetlerde karbonhidrat seviyelerini düşürdüklerinde protein alımını çok yukarı çekerler. Fakat, yüksek protein oranları ancak yeterli oranda karbonhidrat etkinliği ile kullanışlı olabildiğinden, alınan bu yüksek proteinin kas liflerine ancak kısıtlı bir oranı ulaşabilmektedir. Dolayısıyla bu çok yüksek protein alımı teknik açıdan anlamsızlaşır. Yüksek protein oranlarıyla kas kitlesinin korunması sağlanabilir diye düşünerek kilo başına 6-8 gram gibi mantıksız protein oranları öneren antrenör ve magazin dergileri var, ve bunu araştırma sonuçlarıyla destekliyorlar.
Fakat, insan metabolizması naturel olarak ancak belirli oranda proteini sindirebilir. Ayrıca protein yüksekliği değil, protein kaynağının kalitesi ana belirleyici olmalıdır. İnsan vücudu bu oranda proteini ancak belirli açlık dönemlerinden sonra sindirebilir. Normal ve modern şartlar altında bu oranları kullanmak kesinlikle mantıklı değildir.

Metabolizmada özellikle antrenmandan sonra biriken asidik amonyak kimyasallarının hızla uzaklaştırılması için karbonhidrat döngüsü önemli bir devir daim sistemidir. ATP sentezinden meydana gelen laktik asidoz birikimi bir süre sonra sistemde dokulara zarar verici duruma gelebilir. Bir diğer olgu yüksek protein alımına rağmen yağ kitlesi kaybı olmaması ve bazı durumlarda bu yağ kitlesinin artışının gözlenmesidir. Kas kitlesi kaybı düşük karbonhidrat seviyelerine bağlı olarak enerji rezervlerinde azalmaya ve vücudun bu eksik enerjiyi kas içinde bulunan amino asitlerden elde etmeye başladığına dair en önemli göstergedir. Bu durumda aktif doku olan kas yoğunluğu düşeceğinden bazal metabolizma hızı’da düşecektir ve yağ kitlesinde artışta tamamen buna bağlıdır. Uzman bir diyetisyen veya beslenme koçluğu eğitimi almış uzman bir antrenör bu semptomu önceden önleyebilir.

Bir diğer çok önemli nokta ise; düşük karbonhidrat diyetinde endokrin sistemde hormon düzenleme ve sentez mekanizmasının yavaşlamasıdır. Östrojen, Testosteron ve tiroid hormonları etkinliği düşmeye başlar. Buna bağlı olarak pek çok negatif zincirleme reaksiyon olasılığı meydana gelebilir. Testosteron seviyelerinde azalma, tiroid hormonlarında dengesizlik, ve östrojen yetersizliği gibi önemli tanılar yağ kitlesi artışına ve diğer pek çok probleme neden olabilecek riskler içerirler.

VÜCUTÇU YEMEKLERİ

-- VÜCUTÇU YEMEKLERİ-- 


ETLİ KURU BAMYA

Malzemeler:

500gram Bamya
250gram yağı alınmış Keçi eti(bulamazsanız kırmızı et veya tavuk eti)
2 adet soğan
10 diş sarımsak
1 adet limon
4 yemek kaşığı domates ezmesi veya rendelenmiş taze domates
4 yemek kaşığı zeytinyağı
2 dal adaçayı
1 dal taze kekik
1 parça zencefil
Kaya veya deniz tuzu

Yapılışı:

Zeytinyağında sotelenen soğan ve sarımsağın üzerine doğranmış etlerimizi ilave edip suyunu çekene kadar pişiriyoruz.
Daha sonra domates püresi veya domates rendesi, baharatlar, limon ve bamyalar eklenip suyu verilir.
Tuzu kıvamınca ayarlanır, 20-25 dakika kadar pişirilip servise konulur.

Özelliği – Şifası

Mide ve bağırsakların düzenli olarak çalışmasını sağladığı gibi kanınızı da temizler. Diyet dönemi alındığında vücuttan su atıcı(diüretik) etkisi gösterir. Dolayısıyla Diyet dönemi rahatça tüketilebilir. Hacim dönemlerinde de rahatça tüketilebilir.

Vücudun ihtiyacı olan bazı vitaminler alınır. Vücutta biriken bazı bakterilere karşı savaş açar. Yapılan yemekte protein miktarı ortalama 55 gram civarıdır. Elbetteki bu bir kişilik yemek değildir. Hazmederek veya iki kişi ile tüketilebilecek bir gıdadır. 3 öğüne de bölebilirsiniz. Bu tamamen kapasite ve duruma göre değişebilir.

MEVSİMİ: YAZ

*********

ETLİ BRÜKSEL LAHANASI

Malzemeler:

500gram Brüksel lahanası
1 adet soğan
5 diş sarımsak
15-20 tane kakule
3 yemek kaşığı domates püresi
250gram kuşbaşı doğranmış keçi eti(veya başka et)
2 dal biberiye
1 adet defne yaprağı
1 parça zencefil
Kaya-Deniz tuzu ve zerdeçal
Yapılışı:

Zeytinyağında sotelenen soğan ve sarımsağın üzerine etler ilave edilir.
Etler suyunu çekene kadar buharda pişirilir.
Üzerine çok haşlamadan geçirilmiş (kaynar suya batırılıp çıkarılmış) Brüksel lahanaları ilave edilir.
2 tur çevrildikten sonra domates rendesi ve zerdeçal hariç tüm baharatlar eklenir.
Bir borcama konulup suyu ve tuzu eklendikten sonra üzerine alüminyum folyo kapatılır.
30-35 dakika pişirildikten sonra üzerine toz zerdeçal serpilip servise sunulur.


Özelliği – Şifası

Sık tüketilirse akciğer, mide ve kalın bağırsak kanserlerine yakalanma riskini düşürür. Tansiyonu dengeleyici özelliği bulunur. Bu açıdan diyet ve hacim dönemlerinde rahatça ve bolca tüketilebilir. Önemli tıbbi etkilerinden yararlanılmak üzere Brüksel lahanasının sıkça yenilmesi tavsiye edilir. Bu yemekten ortalama 60gram protein elde edilir. İki veya 3 kişiye servis edilir ve tüketilebilir. Veya hazmederek öğünlere bölünebilir.

MEVSİMİ: KIŞ

*****

ETLİ EBE GÜMECİ

Malzemeler:

500gram ebegümeci
250gram Keçi eti(bulunamazsa diğer etler tercih edilebilir)
2 yemek kaşığı domates püresi
4 yemek kaşığı zeytinyağı
2 adet soğan
8 diş sarımsak
6 dal taze kekik
1 dal taze nane
Kaya veya Deniz Tuzu, biraz toz beyaz biber.


Yapılışı:

Zeytinyağında sotelenen soğan ve sarımsağın üzerine etler ilave edilip, az pişmesi sağlanır.
Domates rendesi, baharatları ve ebegümeci ilave edilip fazla karıştırmadan hafif ateşte pişirilip servise sunulur.


Özelliği – Şifası

Ebegümecinde glikoz, pektin, yağ esansları ve tanen bulunur. Ebegümeci, gastrit ve mide ülserine yardımcı olur. Özellikle mukoza iltihabında faydalıdır. İlaç alan sporcular için mie yanması gibi rahatsızlıklara da çözüm olacak niteliktedir(Gırtlak, bademcik iltihabı ve ağız kuruluğunda ebegümeci çayı başarıyla kullanılabilir).

Bu yemekten ortalama 55gram protein elde edilir. Hem hacim hemde diyet dönemi rahatça kullanılabilir. Eğer sıkı diyet dönemine girdiyseniz o zaman 3 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 yemek kaşığı domates püresi koyarsınız. Tuz atarken de %50 az atarsınız. Bu dengeyi sağlayarak rahatça tüketebilirsiniz.

MEVSİMİ: Her mevsim tüketilebilir.

****

TERBİYELİ ENGİNAR BASTISI

Malzemeler:

3 adet enginar
200gram Keçi eti(bulunamazsa diğer etlerden kullanılabilir)
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet soğan
4 diş sarımsak
2 dal dereotu
1 dal kekik
Kaya veya Deniz tuzu
1 adet limon dilimlenmiş
yarım tatlı kaşığı un
1 yumurta sarısı
Yarım adet kabuk tarçın
1 adet zencefil

Yapılışı:

Enginarlar temizlendikten sonra dörde bölünüp, içinde bir yemek kaşığı zeytinyağı ve limon bulunan tuzlu suda haşlanır.
Zeytinyağında sotelenen soğan, sarımsak ve etlerin üzerine baharatları konulur.
Enginarın haşlanan suyu az miktarda eklenip pişirilir.
Daha sonra un, yumurta sarısı ve 1 yemek kaşığı zeytinyağıyla, enginarın haşlandığı sudan kalanıyla sos yapılır.
Tencerenin ortasına etler toplanır, yan haşlanmış enginarlar düzgünce dizilir ve üzeri yağlı kağıtla kapatılır.
Enginarın suyuyla yapılan terbiye eklendikten sonra pişirilip, bozmadan tabağa ters çevrilerek servise sunulur.

Özelliği – Şifası

Enginar’ın içeriğindeki luteolin maddesi sayesinde kötü kolesterol LDL’nin düşürülmesine yardımcı olur. Beyin yorgunluğuna iyi gelir. Kalp adalelerinin kuvvetlendirilmesinde, kalbin kuvvetli ve sıhhatli olmasına yardımcı olan bir gıda takviyesidir.

Bir sporcu için önerilen bu yemekte ortalama 45gram protein bulunur. Karbonhidrat ve yağ oranı düşüktür. Bayanların zayıflamadaki hedefine oldukça yardımcı olur. Kas kütlesi geliştirmek amacıyla da hacim dönemi alınabilir. Kış aylarında haftada bir kere de olsa tüketmekte fayda vardır.

MEVSİMİ: KIŞ



KABAK MUSAKKA

Malzemeler:

1 kilogram kabak
3 adet soğan
12 diş sarımsak
Yarım çay kaşığı zerdeçal
Yarım demet dereotu
7 yemek kaşığı zeytinyağı
Kaya veya deniz tuzu, karabiber
2 adet domates
4 adet biber
3 dal taze kekik
2 dal taze nane
2 adet domates rendesi
300gram keçi kıyma(bulunamazsa diğer etlerden temin edilebilir)

Yapılışı:

4 yemek kaşığı zeytinyağında 2 adet soğan ve 8 diş sarımsak sotelendikten sonra, ince halka şeklinde dilimlenmiş kabaklar ilave edilip, 8 -10 tur sote yapılır.
1 adet domates rendesi, baharatlar ve tuzu ayarlanıp bir borcama dizilir.
3 yemek kaşığı zeytinyağında, 1 adet soğan ve sarımsak sote yapılarak kıyma ilave edilir.
Pişme noktasına gelen kıymanın tuzu ayarlanıp baharatlı karışım, borcama dizilmiş olan kabakların üzerine dengeli bir şekilde yayılır.
Üzerine dilimlenmiş domates ve biberler dizilir.
180 derecelik fırında 20-25 dakika pişirilip servise sunulur.

Özelliği – Şifası

Bu yemeğin Kan yapıcı özelliği vardır. Bu açıdan ektomorfi ve bayanlar için öncelikli olarak önerilir. Yemeğin şifası, mide ve bağırsakları yumuşatır. Sinirleri yatıştırır. Vücuttan su atar(diüretik) ve kabızlığı önler. Kıyma tüketildiği için sıkı diyet döneminde alınmaması gerekiyor. Hacim ve serbest zamanlarda bu yemekten rahatça tüketmenize bir sakınca yoktur. Faydasını mutlaka göreceksiniz. Bu yemekte ortalama 38gram Protein bulunur. Karbonhidrat normal seviyededir. Yağ oranıda porsiyona göre değişir fakat hacim döneminde çok zorluk çıkaran bir yemek değildir. Vücudun gerekli vitaminleri bu yemekle karşılanır.

MEVSİMİ: YAZ

**********

YES ELMASI BASTISI

Malzemeler:

1 kilogram yer elması
4 adet sivri biber
3 adet domates
2 adet soğan
8 diş sarımsak
500gram kuşbaşı doğranmış keçi eti(bulunamazsa diğer etler tercih edilebilir)
4 dal taze kekik
Kaya veya Deniz tuzu, karabiber
2 adet defne yaprağı
4 yemek kaşığı zeytinyağı

Yapılışı:

Zeytinyağında soğan, sarımsak sote yapıldıktan sonra kuşbaşı şeklinde doğranmış etler ilave edilir.
Suyunu çekene kadar pişirilen etlerin içine 2 adet domates rendesi ve 1,5 su bardağı et suyu ilave edilir.
Yarı pişme kıvamına gelinceye kadar pişirilir.
Ayrı bir tencerede yer elması, biberler, domatesler, parmak büyüklüğünde doğrandıktan sonra tencerenin ortası boş kalacak şekilde dizilir ve ortasına yarı pişmiş etimiz konulup tuzu, baharatı ve suyu ayarlanır.
18-20 dakika kısık ateşte pişirilen yemek, şekli bozulmadan ters çevrilerek servise sunulur.

Özelliği – Şifası

Çok farklı bir tarzda yemek olmasına rağmen sağlık boyutu ve gıda temini açısından faydası çok yüksektir. Vücut direncini ve cinsel gücü arttırır. İçerdiği besin değerleri ile kansızlığa iyi gelir. İdrar söktürür ve kabızlığı giderir. Göğsü yumuşatır ve öksürüğü keser. Hemoroid(basur) şikayetlerini azaltır. Cildi güzelleştirir. Diyet dönemlerinde tüketilirse çok fayda getirir. Bu yemekte ortalama 115gram protein bulunur. Bunu öğünlere bölerek gün içerisinde tüketilebilir.

MEVSİMİ: KIŞ

*********

PATLICAN BASTI

Malzemeler:

4 adet patlıcan
500gram Keçi eti(bulunamıyorsa diğer etler tercih edilebilir)
4 adet sivri biber
3 adet domates
2 adet soğan
8 diş sarımsak
4 dal taze kekik
Kaya veya deniz tuzu, karabiber
2 adet defne yaprağı
4 yemek kaşığı zeytinyağı

yapılışı:

Zeytinyağında soğan ve sarımsak sote yapıldıktan sonra kuşbaşı etler ilave edilip, suyunu çekene kadar pişirilir.
üstüne 2 adet domates rendesi ve 1,5 su bardağı et suyu ilave edilip, yarı pişme kıvamına gelinceye kadar pişirilir.
Ayrı bir tencerede patlıcanlar, biberler, domatesler parmak büyüklüğünde doğrandıktan sonra tencerenin ortası boş kalacak şekilde dizilir.
Ortasına yarı pişmiş etimiz, tuzu, baharatı ve suyu ayarlanıp konulur.
18-20 dakika kısık ateşte pişirilen yemeğin şekli bozulmadan ters çevrilerek servise sunulur.

Özelliği – Şifası

Patlıcan, genel olarak vücutta toplanan fazla suyun atılmasında faydalıdır. Bağırsakları yumuşatıp, idrarı söktürür. Karaciğer ve pankreasın düzenli çalışmasını sağlar. Bu yemekle vücudun temel ve çok lüzumlu vitamin ve mineral ihtiyacını karşılar. Ortalama 115gram protein bulunur. Diyet ve hacim döneminde rahatlıkla öğünlere bölünerek tüketilebilir. Özellikle diyet dönemi için idealdir.

MEVSİMİ: YAZ

24 Temmuz 2013 Çarşamba

ÜÇGEN FİZİĞE GİDEN YOL

ÜÇGEN FİZİĞE GİDEN YOL

Üçgen görünümlü bir vücut uzun yıllardır çoğunluk tarafından ideal fizik olarak kabul edilmektedir. Bu görünümü ortaya çıkaran şey omuz genişliğinin bel çevresine oranıdır. Herkesin farklı bir kas ve kemik yapısı olduğundan istenen hedefe ulaşmak daha da güçleşir. Bu konumuzda sizlerle, vücut ve kemik yapınız ne olursa olsun üçgen görünümlü bir fiziğe erişmenin sırlarını paylaşacağım... 
Çoğunuzun bildiği gibi vücut geliştirme bir illüzyondur. Diğer bir deyişle, vücudunuzun belli bazı bölgelerini daha fazla geliştirirseniz bu durum, vücudun bir diğer başka bölümünün aslında olduğundan daha küçük görünmesine neden olabilir. İşte burada bel bölgesi için bu örneği verebiliriz: Omuzlar ve sırt kasları ne kadar genişse bel de o kadar ince görünür ya da tam tersi. Diğer taraftan trapez kasları gibi bazı kasları da fazla geliştirmekten kaçınmalısınız, çünkü omuzların genişliğini azaltıp üçgen görünümün elde edilmesini zorlaştırırlar. 

Trapezler: İri trapez kaslarına sahip olmak omuzlarınızın geniş görünmesini engelleyerek zayıf bir üçgen görünüme yol açabilir, bu nedenle trapezler ancak gerektiği kadar çalıştırılmalıdır. Eğer iri trapezlere sahipseniz bu kaslar side lateral gibi bazı egzersizlerle de dolaylı olarak çalıştırıldığı için bazen onları çalıştırmaya bir kaç hafta ya da bir ay ara verebilirsiniz.

Oblikler: Oblikler, daha net ifade etmek gerekirse, external (dış) oblikler, abdominallerin yan bölümünde bulunduğundan istediğimiz üçgen görünüm için büyük önem taşır. Fakat bu noktada onları da fazla geliştirmekten kaçınmalıyız, çünkü omuzların ve üst sırt kaslarının geniş görünmesini engelleyebilirler. Aynı şekilde eğer dış oblikleriniz aşırı gelişmiş ise üçgen görünüm elde edebilmek için oblikleri çalıştırmayı en aza indirmeniz yerine olacaktır. Deadlift ve squat gibi bileşik temel egzersizler yaparak bu kas grubunun gücünü koruyabilirsiniz.

Şimdi sıra eğlenceli kısma geldi. İşte fitness modellerine yaraşır bir görünüme sahip olabilmek için geliştirmeniz gereken kaslar:
 

1. Deltoid’ler (omuz kasları):
Omuz kasları üç bölümden oluşur;

http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png
 Anterior (ön)
http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png
 Lateral (yan)
http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png Posterior (arka)

Üçgen görünüm için bunların arasındaki en önemli bölüm lateral (yan) bölgedir. Omuzların lateral başı belinizin daha ince görünmesini sağlayacak genişliğe imkan veren kastır. Omuz kaslarının lateral başını geliştirmenize yardımcı olacak egzersizlerden bazıları ise şunlardır:

http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png
 Dumbbell lateral raise
http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png
 Seated side lateral
http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png
 Cable machine single/double arm side lateral
http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.pngBent over dumbbell side lateral

Omuz antrenmanıma her zaman, barbell shoulder press, smith machine shoulder press ya da hammer strength shoulder press gibi bir pres hareketiyle başlar, daha sonra özellikle omuz kaslarını izole edecek izolasyon egzersizlerine geçerim. Omuz kaslarının üç bölgesi olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Üçgen görünüm üzerinde en büyük etkiye lateral bölge sahip olsa da, iyi gelişmiş ön ve arka deltoid başlarına sahip olmak daha dengeli bir görünüme sahip olup fiziğinizin her açıdan güzel görünmesini sağlar.
 

2. Sırt Kasları:
Sırt kasları, kas anatomimizin büyük bölümünü teşkil eden çok sayıda küçük kas grubundan oluşur. Amacımız üçgen görünüme sahip olmak olduğundan dikkatimizi üst sırt kaslarına vereceğiz. Sırt kasları hem önden hem de arkadan görünebilen özel kaslardır. Belinize kadar inecek geniş bir sırta sahip olmak omuz genişliğine katkıda bulunarak üçgen görünümü en üst seviyeye çıkaracaktır.
 

Mükemmel bir “V” şekline sahip olabilmeniz için size üst sırt kaslarınızı geliştirip alt sırt kaslarını da sadece gerektiği kadar çalıştırmanızı tavsiye ediyorum. Güzel ve geniş bir üst sırta sahip olmak için egzersizlerinizde sürekli geniş tutuş kullanmaya dikkat edin. Geniş bir üst sırt için gereken egzersizlerden bazıları:

http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png
 Wide grip lat pulldown
http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png
 Wide grip pullup
http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png
 Wide grip straight arm pulldown
http://www.muscleandfitness.com.tr/image/ikon_oky.png
 Barbell wide grip pullover

3. Bel/Kardiyo: 
Geniş omuzlar ve sırt meselesini hallettikten sonra şimdi de sıra üçgen görünümü sağlamanın en önemli kısmına geldi: “İnce bir bel.” Beliniz ne kadar ince olursa omuzlarınız ve üst sırt kaslarınız da o kadar geniş görünür! Yukarıda bahsettiğim kalın dış (external) obliklere sahip olmanın en büyük dezavantajı budur. Daha önce bahsettiğim HIIT (Yüksek Yoğunluklu Aralıklı Antrenman) bu konuda size yardımcı olacaktır. Yüksek yoğunluklu aralıklı antrenman kısa sürer, temposu yüksektir, antrenman sonrası ve günün geri kalanında son derece etkilidir. Böylece metabolizmanız hızlanır ve bel çevresindeki yağlarınızdan daha kolay kurtulursunuz. Çoğu kişinin bel bölgesinde yağ birikir ve bu olumsuz etki hedefiniz olan geniş omuzlarla aranıza girer.
 

Kardiyovasküler aktiviteyle birlikte yapılan sağlıklı bir yüksek protein, düşük karbonhidrat ve düşük yağ diyeti ulaşmak istediğiniz fiziğe giden yolda işinizi fazlasıyla kolaylaştıracaktır.
 

Tüm M&F okuyucularına antrenman ve iyi beslenmeyle geçen güzel bir ay diliyorum...

Uyarı!
Bel (karın ve oblik) bölgesindeki yağların yakılması konusunda uzun yıllardan beridir hüküm süren bir yanlış anlama mevcuttur. Çoğu kişi binlerce crunch ve plank egzersizleri yaparak bu bölgedeki yağlarından kurtulacağı gibi bir fikre sahiptir. Ne yazık ki bu doğru değildir ve o bölgedeki yağları yakmanın yolu kardiyovasküler aktivite ve diyetten geçmektedir. Karın kasları ve oblikleri çalıştırmak bu kasları geliştirir ve şekle sokar. O nedenle, sakın oblikleri çalıştırarak o bölgedeki yağlardan kurtulacağınızı düşünmek gibi bir hataya düşmeyin. Bunu yaparak aslında üçgen görünümü baltalayacak bir şeyi yapmış olursunuz. Diğer taraftan karın kaslarını çalıştırmakta bir sorun yoktur, çünkü rectus abdominis’in (diğer bir deyişle baklavalar) üçgen görünüm üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur ve fiziğinizin ön ve yanlardan daha iyi görünmesini sağlar.